Çocuklarda Şiddet İçeren Davranışlar

ÇOCUKLARDA ŞİDDET .. ÇOCUĞUM ARKADAŞLARINA VURUYOR

Çocuklarda Şiddet İçeren Davranışlar

Çocuklarda Şiddet sıklıkla görülen, zaman zaman akran ilişkilerinde belirgin bozulmaya sebebiyet veren çocuğun arkadaşlarına vurması davranışı bazen sosyal uyumun bazen de okul uyumunun bozulması ile sonuçlanabilir. Sıklıkla arkadaşlarına vuran, onlara şiddet uygulayan bir çocuk kısa süre içerisinde dışlanma süreci ile karşı karşıya kalacaktır. Diğer yönden çocukların arkadaşlarına vurma davranışı değerlendirilirken hiçbir şekilde tek boyutlu olarak düşünmemek gerekir. Bazen bu vurma veya şiddet davranışı çocuk ile ilgili olabilirken bazen de çevresel nedenler ile ortaya çıkabilir. Çocuk ve Genç Psikoterapisti Psikolog Serpil İLHAN tarafından kaleme alınan makale ebeveynlere rehber olma niteliğindedir. Aşağıdaki makalede okuyucular çocukların akranlarına şiddet uyguladıklarında ebeveynlerin nasıl yaklaşmaları gerektiğini, ne zaman psikiyatrik veya psikolojik bir yardım alınması gerektiğini öğrenebilirler.

Çocuklar da şiddet içeren davranışlar her geçen gün maalesef artarak devam ediyor. Şiddet sadece fiziksel olarak ele alınmamalı. Sözel şiddet, duygusal şiddet, cinsel şiddet gibi birçok türleri bulunmaktadır. Çocuklar da şiddeti anlayabilmek için ilk önce çevresine karşı davranışları çok iyi gözlemlenmelidir. Çünkü çocuk ilk önce şiddet davranışını arkadaşlarına ya da yakınlarına karşı gösterecektir. Arkadaşlarına karşı sebepli ya da sebepsiz olarak aşırı sinirli davranma, gereksiz yere tepki verme, bağırma, itme, çarpma, rencide etme, kötü kelimeler kullanma gibi davranışlarından çocuğun şiddete olan eğilimini anlayabiliriz. Şiddetin en belirgin özelliği ise direk vurma, tekme etme olarak sergilenen fiziksel şiddettir. Peki şiddet çocuğun dünyasında nasıl oluşur? Bunun için ailelerin tutumu neler olmalı? Çocuğa nasıl yaklaşılmalı?

Çocuğun şiddet içeren davranışı ruh sağlığında sorun olduğunu gösterir. Şiddet ve saldırganlık arasındaki farkı da vurgulamak gerekir. Çocuk, zamanla öfkesini ve saldırgan davranışlarını engellemeyi öğrenir. Saldırganlık bir dürtüdür ve şiddet saldırganlığın davranışa yansımış halidir. Öfke duyguları saldırgan davranışları artırır. Bir dürtü olarak saldırganlığı ve öfkemizi artıran birçok sebep olabilir. Çocuğun yaşantısındaki değişimlerde ve oyunlarda normal kabul edilebilir. Fakat eğer sürekliliği varsa ve yoğun yaşanıyorsa, o zaman yardım alınması gereken boyutta demektir. Çocukların gösterdiği şiddet davranışlarının arkasında öfke veya depresyon yatar. Çocuklar öfkelendiğinde bu duyguyu ifade edemediklerinde şiddete başvururlar. Çocukların psikolojisini olumsuz etkileyen durumlarda ise çocuk depresyon belirtilerini saldırgan davranışlar olarak gösterir. Bu saldırganlığın nedeni araştırmak ve çocuğun duygularını ifade etme şansı vermek çocuğun saldırgan davranışlarını önlememize destek olur. Çocuklar ister öfkeden ister depresyondan saldırgan davransınlar yaşlarına uygun terapi desteği almalılar. Küçük çocuklarda oyun terapileri bu desteği sağlamaktadır.

Anne-baba çocuğa olumlu davranışlarıyla model olmalı. Ayrıca öfkeli olmadığı ya da zor bir durumla baş edebildiği anlarda çocuğun bu davranışını tanımlayarak ödüllendirmeli. Çocuğun anne-babasıyla karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan olumlu bir ilişki kurması desteklenmeli. Ayrıca çocuğa seçme olanağı vererek gereksinimlerini çekinmeden söyleyebileceği bir ortam yaratılmalı. Ev içindeki şiddete tanık olmak çocukları ve çocukların geleceklerini ciddi bir biçimde etkiler. Saldırganlık ve şiddet gibi davranışlar dışarıdan öğrenilir. Çocuk şiddete maruz kaldığı zaman aynı şiddeti hatta fazlasını etrafındaki kişilere uygular. Çoğu ebeveyn çocuğun şiddetten etkilenmeyeceğini ya da çocuğun yaşadıklarını unutacağını düşünür. Ancak çocuklar unutmazlar. Aile içinde şiddet gören çocukların, diğer çocuklara nazaran daha yüksek düzeyde duygusal ve davranışsal sorunlarının olduğu bilinir. Şiddet ve saldırganlık, ebeveyni model alarak öğrenilir. Şiddet, çocukların korku ve kaygı yaşamasına, asabi olmasına, uyku bozukluklarına, davranışsal ve gelişimsel gerilemelere, fiziksel şikayetlere, düşük benlik saygısına, kendine ve başkalarına karşı güven eksikliğine, uyum sorunlarına, ders başarısızlıklarına, dikkat eksikliğine, iletişim problemlerine, asosyal kişiliğin gelişmesine ve depresyona neden olur.

Saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemeli. Çocuğun istekleri bu tip davranışları sonucunda yerine getiriliyorsa, çocuk isteklerini elde etmek için saldırganlığı araç olarak görmeye başlar. Saldırgan davranışları cezalandırılmaktan kaçınılmalı. Ceza (özellikle fiziksel şiddet içeren cezalar) çocukta düşmanca duygu geliştirir. Saldırgan davranışlar ortaya çıktığında yetişkinler sakin davranmalı, anormal duygusal tepkiler yerine ben dilini kullanmalı. Örneğin; "Böyle davrandığın için çok üzüldüm" demeli. Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı, sakinleşmesini beklemeli, davranışı ile ilgili daha sonra konuşulmalı. Çocuğa çeşitli sorumluluklar verilmeli, başarabileceği kadarıyla birçok şeyi başlatıp bitirmesi sağlanmalı. Çocuk başarma duygusunu yaşamalı. Aile içi disiplin uygulamalarında ve ev kurallarında tutarlı olunmalı. Çocuğun televizyon ya da diğer kitle iletişim araçlarında şiddet ve saldırganlık içeren görüntüleri izlemesi engellenmeli. Bunları model almasına izin verilmemeli. Çocukların içlerindeki enerjiyi boşaltabilecekleri ya da saldırganlıklarını yöneltebilecekleri uygun ortamlar hazırlanmalı. Parkta koşma, spor yapma, oyuncak tahtalara çivi takma gibi. Çocuk bu tür davranışların öğrenildiği ya da yapılmasının normal karşılandığı ortamlardan uzak tutulmalı.

Çocuğunuza zaman ayırın. Çocuğunuza sarılın, kucaklayın, öpün, dokunun, ona olumlu geri bildirimlerde bulunun, sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuzdan kaçmayın, uzak durmayın. Söylediklerine ve düşüncelerine saygı gösterin. Ceza vermeyin. Olmasını istediğiniz kişi gibi çocuğunuza davranın. Fiziksel şiddet uygulamayın. Aşağılayıcı şekilde konuşmayın. Çocuğunuza saygı gösterin. Hata yaptığında bile onun yanında olacağınızı hissettirin. Eğer kontrolünüzü kaybedip istemediğiniz bir şeyi öfkeyle çocuğunuza söylerseniz asla özür dilemekten utanmayın. Bu şekilde çocuğunuz yetişkinlerin de hata yapabileceğini ve bunu açıklayabileceklerini görür. Olumlu davranışları pekiştirici şekilde davranın. Çocuğunuzu takdir edin. Çocuklar için ilginin iyisi kötüsü yoktur. İlgi ilgidir. Bu nedenle siz olumlu davranışı destekledikçe bu Çocuklarda Şiddet davranışları çoğalacaktır.

Çocuğunuza karşı kontrolünüzü kaybedeceğinizi hissettiğiniz zamanlarda derin bir nefes alın ve içinizden 10'a kadar sayın. Nefesinize odaklanın. Kendinize sizi sakinleştiren şeyler söyleyin. İmkanınız varsa ortamdan uzaklaşın ve sakinleşene kadar bekleyin. Çocuğunuza mutlaka açıklama yapın. Neye kızdığınızı, ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü söyleyin. Sorundan kaçmayın birlikte çözüm bulun. Tüm bunları yaparken, bir yandan onu ve kendinizi incitmekten kaçınırsınız, diğer yandan da ona öfkenin nasıl kontrol edilebileceğini öğretmiş olursunuz. Son olarak çocuğunuza ve çevrenize karşı öfkenizi azaltamıyorsanız ve şiddet kullanmaya devam ediyorsanız bir uzmandan yardım alabilirsiniz

Bir çocuk şiddet görüyorsa bu ister yetişkinler tarafından ister yaşıtları tarafından olsun oda şiddet davranışı göstermeye meyillidir. Yani şiddet gören çocuk istismar edilen çocuk istismarcı olduğu gibi şiddet gören bir süre sonra şiddet gösteren olur. Bu nedenle okullardaki şiddet davranışları da artmaktadır.

İlişkilerde ortaya çıkan bir sorunun değerlendirilmesinde, sorunun kökenleri, nedenleri araştırmalıdır. Aşağıdaki soruları sorarak

a) Çatışmaya neden olan sorunun ortaya çıkış sebebi nedir?
b) Çatışma nasıl bir gelişim göstermiş, kimler çatışmaya yol açmıştır
c) Sorunu sürekli kılan faktörler nelerdir?
d) Soruna odaklanmak yerine çözüme odaklanarak, sorunun çözümü için izlenecek yollar ne olmalıdır?
e) Sorunu kişilerin kendi aralarında çözebilirler mi?
f) Çözememeleri durumunda kimlerden yardım alabileceği hususunda ayrıntılı değerlendirmeler yapılmalıdır.

Çatışmayı, şiddete yol açmadan nasıl çözümleyebiliriz?

Çatışma yapısı gereği her iki tarafa zarar vermektedir. Bireylerin duygusal, fiziksel örselenmesine yol açmaktadır.Öncelikle çatışmaya yol açan tutumlardan kaçınabilmektir ancak çatışma ortaya çıkmışsa çözüme odaklanarak yaklaşım geliştirebilmeliyiz.Bu yaklaşımların sorun çözme kadar uzlaşma becerileri göstererek çatışmayı çözümlemektir.

Çözüme aslında yakınsınız!
Çocuğunuzu anlamak ve onu dinlemek için zaman ayırın
Akıl vermek suçlamaktan kaçının
Kendi düşüncelerinize değil çocuğun düşüncelerine odaklanın
Değer verdiğinizi gösterin
Onun seviyesinde kelimeler kullanarak duygularını yansıtın
Sürekli çocuğa söz vererek kendisini anlaşılmış hissetmesini sağlayın
Çocuğun şiddet davranışlarından uzaklaşarak uyumlu, üreten bir değer olarak geleceğe hazırlanması “insanı merkeze, çocuğu odağa” alan bir aile ve toplum düzeninde gerçekleşebilir. Bu hayat düzeni ancak insan, aile ve toplum tasavvuru bir ülkede orta çıkabilir.

Çocuklarda Şiddet , Çocuklarda Şiddet Neden olur?, Çocuklarda Şiddet sorunun çözmek için neler yapılmalı?

Psikolog Serpil İLHAN

Çocuk ve Genç Psikoloğu
Çocuk psikolojisi ve psikiyatrisi ile ilgili herşey....
cocukpsikiyatri.net - cocukpsikiyatri.info - cocukpsikiyatri.org

Randevu için 0 312 466 38 00 - 0 542 466 38 88